Sağlıklı Kilo Verme


İnsanın kendini iyi hissettiği kiloda olması ve bunu korunması, kişinin hem bedensel hem de ruhsal sağlığı açısından çok önemlidir. Aşırı kilonun birçok metabolik hastalık için risk faktörü olduğu bilinmektedir.

Kilo vermenin birçok yolu bulunmakla beraber, aç kalarak, sağlıksız diyetler yaparak kilo vermek uzun vadede bireye faydadan çok zarar sağlayacaktır. Bu nedenle kilo vermeye çalışırken sağlıklı yöntemleri tercih etmek gerekir.



Sağlıklı kilo vermede sindirim sistemi

Sağlıklı kilo vermek için yapabileceğimiz şeylerden birisi de sindirim sistemimizin sağlığını desteklemektir. Bağırsaklarımızda yer alan yararlı bakterilerin dengesinin sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi sağlığımızın düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığı yapılan araştırmalarla gösterilmektedir. Buradan yola çıkarak bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilerin dengesini nasıl sağlarız, inceleyelim.



Probiyotikler

Probiyotikler insan sağlığı için yararlı mikroorganizmaların genel adıdır. Probiyotikler birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde etkin rol oynamaktadır. Probiyotik mikroorganizmaların en önemli grubunu laktik asit bakterileri oluşturmaktadır. Probiyotik mikroorganizmaların taşıması gereken özelliklerden bazıları:

·         İnsan kökenli olmalıdır.

·         Sindirim sisteminden geçişi sırasında canlı kalabilmesi zorunludur.

·         Patojen özellik içermemelidir.

·         Gastrointestinal sistemde kısa süreler için de olsa sürekliliğini devam ettirebilmelidir.

·         Antimikrobiyal bileşikler üretebilmelidir.

·         İmmün sistemi stimüle edebilmelidir.

·         Metabolik etki kabiliyeti olmalıdır

·         Teknolojik süreçlere direnç göstermelidir.

Yapılan çalışmalarda ideal kiloda olan bireylerin bağırsak florasının, fazla kilolu insanlara göre daha farklı olduğu gösterilmektedir. İdeal kilodaki kişilerin gıdaları farklı şekilde sindirmeleri, besinlerin daha az emilimi ile kilo almalarının önüne geçilmesinin nedeninin bu fark olduğu düşünülmektedir.


Diyet Lifleri ve Prebiyotikler

Sağlıklı beslenme için dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de düzenli olarak lif tüketmektir. Yetersiz lif alımı sindirim sisteminin düzenli ve sağlıklı çalışması üzerine olumsuz etki yapmaktadır. Diyet lifinin enerji değeri düşük olması ve su çekici özelliğinden dolayı mide içeriğinin viskozitesini arttırarak midenin boşalmasını geciktirmektedir. Mide boşalmadığı için bireyin yeme isteği azalmaktadır. İnulin ve inulin tipi fruktanlar ise, çözünebilir diyet lifleri olarak bilinmektedirler. Fruktooligosakkaritler(FOS) diyet lifi olarak tanımlanır. İnülin ve oligofruktoz gibi diyet lifi oligosakkaritleri prebiyotiklere örnek olarak verilebilir. FOS, Bifidobacteriler gibi intestinal bakterilerin büyümesini yöneten sindirilemeyen gıda katkıları olduklarından prebiyotik olarak da adlandırılır.

Prebiyotikler, gastrointestinal yoldaki(GI) yararlı bakterilerin büyümesini ve/veya aktivitesini harekete geçiren sindirilmeyen besinlerdir. Prebiyotikler, kolonda florayı oluşturan bakterileri destekleyen, patojenik bakterilerin proliferasyonunu önleyen, kolon florasının sağlıklı gelişimini sağlayan besin bileşenleridir. Yüksek prebiyotik içeren diyet alımı ile birçok hastalığın önlendiği çok sayıda çalışmada görülmüştür.

İnulin, fruktooligosakkaritler (FOS) ve galaktooligosakkaritler (GOS), en yaygın olarak bilinen prebiyotiklerdir. İnülin, insan sindirim sisteminin yıkamadığı bir bitki depo polisakkaritidir. “Sindirilemeyen oligosakkaritler” (NDO) sindirime ve emilmeye dirençlidir; bu nedenle, yerel mikrobiyota tarafından fermente edilebilecekleri kalın bağırsaklara ulaşabilmektedirler.

Yapılan çalışmalarla enerji dengesi ve yağlanmada bağırsak flora bakterilerinin önemli rolleri olduğunu ortaya koyan uzmanlar probiyotik kullanımının bağırsak florasını dengelediği ve kilo kaybına yardım ettiğini açıklıyor. Ayrıca yine çalışmalarda prebiyotik ve probiyotik tedavilerinin bağırsak mikrobiyotası üzerine olan etkilerini düzenleyerek; obezitenin tedavisi ve önlenmesinde yardımcı olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla sağlıklı kilo verme açısından probiyotiklerin ve prebiyotiklerin birlikte kullanımı önerilmektedir.